Premenstrüel sendrom (PMS), adet döngüsünün luteal fazında, yani adet kanamasının başlamasından yaklaşık 7-10 gün önce ortaya çıkan fiziksel, duygusal ve davranışsal belirtilerle karakterize bir durumdur. Kadınların yaklaşık %80'inde bu dönemde hormonal değişikliklere bağlı şikayetler ortaya çıkmaktadır. Bu kadınların yarısında şikayetler hafif seyreder ve günlük yaşamlarını fazla etkilemezken, diğer yarısında depresyon da dahil olmak üzere daha ciddi belirtiler görülebilir. PMS, hem fizyolojik hem de psikolojik faktörlerin bileşiminden kaynaklanan bir durumdur.

Yapılan çalışmalar, farklı kültürlerden gelen kadınlarda farklı şikayetlerin ortaya çıktığını göstermiştir. Örneğin, Uzakdoğu'da yaşayan kadınlarda en sık rastlanan şikayet ağrı iken, gelişmiş Batı toplumlarında depresyon en yaygın sorundur. PMS, kadınların sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir ve düzenli olarak her ay tekrar eden bu durum, kendine güven kaybına neden olabilir.

PMS belirtileri gösteren kadınların %95'inde memelerde hassasiyet ve hafif geçici kilo artışı görülür. Diğer yaygın belirtiler şunlardır:

Adet kanamasının ağrılı veya fazla olması (dismenore) ise PMS olarak değerlendirilmemektedir.

PMS'de duygusal hipersensitivite oldukça yaygındır. Depresyondan endişeye ve aşırı sinirliliğe kadar pek çok duygu durumu mevcuttur. Bazı kadınlarda hafif hafıza kaybı yaşanabilir ve konsantrasyon bozukluğu da nadir olmayan bir belirtidir. Kadınların bazılarında görülen depresyon hali, huzursuzluk ve gerginlik tablosuna premenstrüel disforik bozukluk (PMDD) ismi verilir.

PMS'nin nedenlerini bulmaya yönelik çalışmalar, bu durumun altındaki faktörleri tam olarak ortaya çıkaramamıştır. Ancak bazı teoriler mevcuttur. Ovulasyonu baskılayan bazı hormonların verilmesi durumunda PMS belirtilerinde gerileme olduğu gözlemlenmiştir. Bu bulgu, üreme hormonlarının PMS'ye sebep olabileceğini, ancak bu rolün tam olarak ne olduğunu açıklanamamıştır. PMS'nin, bu hormonlar ile sinirlerde iletimi sağlayan bazı maddelerin ortak hareket etmesi sonucu ortaya çıktığı yönünde güçlü bulgular bulunmaktadır. En çok suçlanan maddeler GABA ve serotonin olarak adlandırılan nörotransmitterlerdir. Bazı araştırmacılar ise kalsiyum ve magnezyum dengesindeki bozukluğun PMS'ye yol açtığına inanmaktadır.

PMS, tüm dünyada ve tüm kültürlerde rastlanan bir durumdur. Yapılan bir çalışmada, kadınların %89'unda farklı düzeylerde PMS bulgularına rastlanmıştır. Yaş ilerledikçe şikayetlerin şiddeti azalmakta, ancak çocuk sayısı arttıkça şikayetlerin şiddeti de artmaktadır.