Cotard Sendromu Nedenleri?
19 Temmuz 2024

Cotard Sendromu Nedenleri?

Cotard Sendromu, ilk kez Fransız nörolog Jules Cotard tarafından tanımlanmış ve onun adını almıştır. Türkçe'de "Yürüyen Ceset Sendromu" olarak bilinen bu sendrom, kişinin kendini ölü, var olmayan veya çürümekte olduğuna inanması ile karakterizedir. Cotard Sendromu'nun semptomları arasında kişinin kendini ölü hissetmesi, fiziksel olarak bu dünyada olmadığına dair şüpheler ve hatta dünyanın var olmadığına inanma gibi düşünceler yer alır.

Bu kişiler sık sık sanrı ve halüsinasyon durumları yaşadıkları için, kendilerinin ölü olduğuna dair inançları daha da pekişir. Bazı hastalar, vücutlarının bir organının eksik olduğunu veya kanlarının olmadığını bile düşünebilirler. Kişi, kendisinin ölü olduğuna inandığı için çevresine de bu durumu ispat etmeye çalışır. Bu ispat çabaları intihar girişimlerine ve planlamalarına yol açabilir, bu nedenle hayatlarına son vermeye çalışırlar. Yani Cotard Sendromu olan kişinin zararı çoğunlukla kendine dönüktür. Özellikle hasta, kendi vücudunun çürüdüğüne ve buna bağlı olarak ceset gibi koktuğuna dair bir inanış geliştirir. Bu sanrının daha ileri seviyesi, kişiye fiziki bedeninde kurtların gezdiği hissiyatını verebilir.

Genel olarak kadınlarda görülen bu sendrom, genellikle 52 yaş civarında ortaya çıkar. İlk vaka örneği Filipinler'de bir kadında görülmüş olup, bu kadın sürekli olarak yakınlarına kendisinin öldüğünü iddia etmiş ve morga götürülmesi konusunda baskı yapmıştır. Vakayı inceleyen uzmanlar, bu kadına Cotard Sendromu tanısı koymuştur.

Cotard Sendromu, nörolojik bir rahatsızlık olup, kişinin neden bu duruma geldiği tam olarak saptanamamıştır. Paranoyalar, tümörler, sinir sistemi bozuklukları ve organ bozuklukları gibi çeşitli nedenlere bağlanmaya çalışılsa da kesinlik kazanmamıştır. Amerikan Psikiyatri Birliği, bu rahatsızlığı psikolojik bozukluklar listesine almış olmasına karşın, bu rahatsızlığın sebeplerinin kesinleştirilmesi adına araştırmaların daha uzun yıllar sürmesi gerektiği bilinmektedir.

En sık kadınlarda görülmesiyle birlikte, Cotard Sendromu, kişinin büyük kayıplar yaşaması, yoğun duygusal baskılara maruz kalması, hayata olan güven ve tutkularını kaybetmesi gibi durumların tetikleyici olabileceği düşünülmektedir. Kişi, artık kaybedecek bir şeyi kalmadığını düşünüp, kendini gerçek dünyadan soyutlamaya başlayabilir. Özellikle ölüm korkusunu ve ölmek istememeyi uç noktalarda takıntı yapan kişilerde de Cotard Sendromu yaşama ihtimalinin yüksek olabileceği nedenler arasında sayılabilir.

Cotard Sendromu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Ülkemizde bu vaka, Kocaeli'nde 7 yaşında bir çocukta görülmüştür. Çocuk, doktorlara sürekli olarak iç organlarının olmadığını, hepsinin çürüdüğünü ve bu yüzden yemek yemeye ihtiyaç duymadığını söylemesi üzerine, Cotard Sendromu tanısı almıştır. Tedavi olarak 8 seans elektroşok ve ilaç desteği ile çocuğun normal yaşamına döndüğü bildirilmiştir.

Son zamanlarda yüksek teknolojik aletler ile yapılan beyin incelemelerinde ortaya çıkan sonuçlar şaşkınlık yaratmıştır. Yürüyen bir kişinin beyin fonksiyonlarının, uyuyan bir kişi gibi seyrettiği ve kişinin anestezi almış gibi sonuçlar verdiği görülmüştür. Bu sonuçların, uyanık bir kişide mümkün olmayacağı bildirilmiştir.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

soru

Başol

15 Temmuz 2024 Pazartesi

Cotard Sendromu'nun belirtileri arasında kendini ölü, var olmayan veya çürümekte olduğuna inanma durumları yer alıyormuş. Kendini ölü hissetmek nasıl bir duygu olabilir? Özellikle bir organının eksik olduğunu veya kanının olmadığını düşünmek akıl almaz geliyor. Bu kadar güçlü sanrılar yaşamak insanın günlük yaşamını nasıl etkiler? Ayrıca, bu sendromun ilk vakasının Filipinler'de bir kadında görülmesi oldukça ilginç. Kendini ölü sanan ve morga götürülmek isteyen birinin yakınları bu durumu nasıl karşıladı acaba? Tedavi olarak elektroşok ve ilaç desteği kullanılması beni biraz ürküttü; bu yöntemler ne derece etkili ve güvenli?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap

Admin

Başol, Cotard Sendromu gerçekten çok derin ve karmaşık bir psikiyatrik durum. Kendini ölü hissetmek veya var olmadığını düşünmek, sanrıların ne kadar güçlü ve yıpratıcı olabileceğini gösteriyor. Bu sanrılar, kişinin günlük yaşamında ciddi zorluklara yol açabilir; örneğin, kişi sosyal ilişkilerini sürdürmekte ve temel bakımını yapmakta zorlanabilir. Yakınlarının bu durumu nasıl karşıladığına gelince, genellikle büyük bir şok ve endişe yaşarlar. Bu durumun ilk vakasının Filipinler'de bir kadında görülmesi de ilginç bir ayrıntı, psikiyatrik rahatsızlıkların kültürel farklılıklar içinde nasıl tezahür edebileceğini gösteriyor. Tedavi yöntemlerine gelince, elektroşok tedavisi (ECT) ve ilaç tedavisi genellikle etkili olabilir, ancak bu tedavilerin güvenliği ve etkinliği kişiden kişiye değişebilir. ECT, özellikle dirençli vakalarda kullanılan bir yöntemdir ve bazi hastalarda belirgin iyileşmeler sağlayabilir. Ancak, her tedavi yönteminin riskleri ve yan etkileri olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle, tedavi süreci mutlaka uzman bir psikiyatristin gözetiminde gerçekleştirilmelidir.

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

Haber Bülteni

Güncel

Lohusa Sendromu Belirtileri ve Tedavisi

Lohusa Sendromu Belirtileri ve Tedavisi

Güncel

Adet Öncesi Sendromu Belirtileri ve Tedavisi

Adet Öncesi Sendromu Belirtileri ve Tedavisi